21 Kasım 2012 Çarşamba

BEKLE!...


ÇOK SEVDİĞİM BİRİNDEN GELEN BU YAZIYI PAYLAŞMAK İSTİYORUM SİZLERLE.BURADA EBEDİ KALSIN.KAYBOLUP GİTMESİN DİYE!...

Biri sana sarıldığında, önce onun kollarını gevşetmesini bekle..

Seni Sevmek, sevmek sadece. Böyle bazen içim şişer benim. Sarılasım gelir tüm sevdiğim ve özlediklerime. Bu duyguyu severim. Güçlendirir beni, yüreğimi genişletir. Herşeyde bulurum sonra seni. Güneş doğarken bulurum, batarken bulurum, kahve fincanından aldığım bir yudumda, uykumda, hatıralarımda, konuşmam bitince telefonumu kapattığımda. Suratsız komşularımla asansör sohbetlerini anlatırım sana, alışverişe gittiğimde neyin güzel ve ucuz olduğunu anlatırım, okuduğum kitabın cümlelerini duyururum sen duymasan bile, kahvemi içerken yanıma oturturum ve bol bol gülümserim sana. Aldığın hediyeye bakarken hatırlarım seni, bazen hiç olmadık zamanda düşersin aklıma. Bazen yüzünü bilmem ama hatırlarım bana hissettiklerini. Severim seni.


Yüzüne –cismine, paylaştıklarımıza değil, isminin yanına dostluk, arkadaşlık, sevgililik, tanıdıklık koymadan, sadece içimdeki varlığınadır sana olan sevgim. Hissettiklerim büyür, başkalarına yayarım senden sonra. Sonra herşeyi severim böyle böyle... Sen bunu bilmezsin belki de...


Seni sevmek, varlığın için teşekkür etmektir. Varlığını bildiğimde, güçlü olduğumu hissetmek ve herşeyi güzellikle başarabileceğimden emin olmaktır.

Seni sevmek, güzeli çirkini –iyiyi kötüyü bir bulmaktır. Hepsi aynıdır, hepimizin aynı olduğu gibi aslında..

Seni sevmek, kocaman yüreğinde yerimi almaktır. Mutlu olmaktır orada mırıl mırıl, sütünü bekleyen kedi gibi..

Seni sevmek, karşıdan karşıya geçerken elimi tut istemektir. Sen buna şaşırıp, 'ben yanımda biri olmadan, karşıya geçemiyorum' sansan da...

Seni sevmek, dinlemektir seni sadece. Anlamaktan ve hak vermekten ziyade, karşımda, olduğun ve hissettiğin gibi kendinle konuşmana tanıklık edebilmektir sessizce...

Seni sevmek, gönlünde misafir olarak ağırlanmaktır. En rahatından, en keyiflisinden ve kendini en evinde hissettireninden...

Seni sevmek, “bunu sana yaptım” “bunu sana aldım” derken, seni de mutlu etmek için delirmektir. Kendimi mutlu ederken, seni de kattım demektir.

Seni sevmek, başka bir katmanda tanıdık olduğumuzu bilmektir. Zamanların üstünde sevmektir sadece.'Kardeştik belki de' diyebilmektir.

Seni sevmek, konuşmalarımızın arasında aslında hiç söylenmeyeni keşfetmektir bazen. İçimi dolduran, yüreğime dokunan ve sözcüklere dökülemeyecek kadar gerçek olan...

Hatrımı sorduğunda, merak edildiğimi bilmektir. Seni sevmek, sadece sevmektir, senin öğrettiğindir bana.

Seni sevmek, çokca özlemektir, sen hiç bilmesende özlendiğini. Eğer hissedersen bil ki, kollarım her zaman açıktır sana aslında..

Seni sevmek, sana saygı duymaktır ve bazen önünde eğilmektir. Ruhunun öğrettiklerine, kişiliğine ve özündeki güzelliğe...

Seni sevmek, zamana bakmadan sevmektir bazen. Yıllara bakılır “bıktım senden” denir şakadan, ama her yeni gün, yeni başlanır sevgiyle, özenle arkadaşlığa...
Bazen o zaman kısacık gelir, ama tanışıklığımız kısadır sadece. Biz birbirimizin hayatında yokken bile, sevmişizdir birbirimizi sanki..

Seni sevmek, masallarında dolanmaktır beraber. Kime benzediğini bilmeden, belki de yanından geçtim az evvel...

Seni sevmek, çocuklaşmaktır çokca. Seviyorum seni, yine gülümsettin beni demektir attığım kahkahada... Başım okşanır, verdiğin bir cevapla..

Seni sevmek, boynundaki incileri sevmektir. Onların sana ne kadar yakıştığını bilip, o diziden bir inci olmak ve seni izlemektir tüm günlük koşturmanda..

Seni sevmek, gülerken üzerine düşerek, omzuna kafamı yaslayabilmektir. Senin kahkahanı da katmaktır kahkalarımın arasına...

Seni sevmek, kokunu hatırlamaktır. Bazen “o bunu çok severdi” diyebilmektir.

Var olduğunu bilmekten mutlu olmaktır. Orada bir yerde, ekranın başında, bir adım yada kilometrelerce uzakta, bazen de kelimelerin arasında...

Mutlu olduğunu bilip daha çok mutlu olmaktır adına. Aklıma düştüğünde, iyi dileklerimi yollamaktır alacağını bilerek, gülümseyerek...

Zamansızlığından yakınırken, yapabileceğim birşey olup olmadığını sormaktır. "Benim elimi, senin elin say" diyebilmektir, ellerimi-zamanımı- aklımı sana vermekten mutlu olmaktır rahatlaman adına...

Sana kısaltma isim takmaktır bazen, bazen de sana özel bir sevgi cümlesi uydurmaktır. İçimdeki isimsiz sadeliğine ulaşana kadar saçmalamaktır bazen. 'Canım' ve 'hayatım'dan başka...

Sarılarak gösteremem, anlatarak gösteremem, öperek gösteremem sevgimi... Bu kadar sevgi, gösterilemez bunlarla..

Seni düşününce, gülümserim ben. İçim ısınır, yüreğim genişler. Gözlerim dolar bazen. Varlığına şükrederim, güçlenirim. Hep orada ol dilerim, bir gün olur da orada olmazsan bile teşekkür ederim, yine de seni sevmeye devam ederim.

Seni sevmek, bu yılda – sonraki yıllarda da, yeni tanışmış yada tarih çok eski olsa da hep aynıdır aslında.. Sevgi bitmez, birkez yaşanıldıktan sonra..

Şimdi teşekkür ediyorum sana ...
Varlığın içimi doldurdu ve yine gülümsetti beni şu anda...
Kocaman sarılır, sen bırakana kadar da bırakmazdım seni
eğer olsaydın burada..
SELCEN'İM ÇOK TEŞEKKÜRLER:))

3 yorum:

  1. canım benim bende yansıma ve yanılsama bloğunda okudum seni çok seviyorum varlığın için teşekkürler ikimize ait çok şey buldum bu yazıdaaa

    YanıtlaSil
  2. ben çok keyif aldım okurken

    YanıtlaSil
  3. Çok beğendim, ne güzel anlatılmış. :)

    YanıtlaSil